WhatsApp Hattı
WhatsApp Haber İhbar Hattı

05445956281

Mehmet Emin Sönmezoğlu

Mehmet Emin Sönmezoğlu
Mehmet Emin Sönmezoğlu
Tüm Yazıları
İNSANIN DEĞERİ
9.01.2025
Yüce dinimiz İslâm’a göre insan çok değerli bir varlıktır. Dinimizin insana verdiği değeri bir başka yerde bulmak mümkün değildir.

Bunu Kur'ân-ı Kerim’e baktığımızda daha kolay anlarız. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim'de ona; "Ey İnsan!" diye iki kez doğrudan hitap etmektedir.   (İnfitâr, 6 ; İnşikak, 6) Ayrıca "İnsan" adıyla bir sure indirmiştir.            

Kur'ân-ı Kerim’de "İnsan" kelimesi 65 kez ve aynı anlama gelen "İns" kelimesi de 9 kez geçmektedir. Bütün semavî dinlerde de insana önem verildiği, yine Kur'an'ın birçok ayeti kerimesinden anlaşılmaktadır.  Esasen Kur'ân-ı Kerim'in tümü de insana hitap etmektedir. Çünkü bu yüce kitap insanın her iki cihanda da mutlu olabilmesi için yol ve yön göstermekte, insanları düşünmeye davet etmekte, iyilikleri tavsiyede bulunmakta ve birtakım yasakları da koyarak, insana zararlı olduğundan onlardan uzaklaşmasını istemektedir.             

İslâm'da insan, "eşrefi mahlûkat"(Yaratılanların en hayırlısı)’dır.  Allahu Teâlâ ona büyük bir değer vermiş ve şöyle buyurmuştur; "Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık ve kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları diğer Yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık."     (İsra, 70) 

            İslâm'da, insana ne kadar büyük önem verildiği, onun ne kadar güzel yaratıldığı şöyle ifade edilmektedir: "İncire, zeytine, Sina Dağı'na ve bu güvenli beldeye and olsun ki biz insanı en güzel bir şekilde yarattık."  (Tîn, 1-4)                                       

           Burada şekilden amaç, sadece insan fiziği değil, bununla birlikte onun taşıdığı çok yönlü nitelikler ve meziyetlerdir. Hiç kuşkusuz insan, bütün canlılar, hatta bütün varlıklar içinde fizik bakımdan Allah'ın en güzel eseridir. Anatomisi, biyolojik yapısı, organlarının dizaynı, dış figürleri, (duruşu, yürüyüşü ve manevra yetenekleri gibi) hareket ve intikal biçimleri, algılama ve tepki gösterme şekilleri bakımından insan muhteşem bir varlıktır. Allah'ın en büyük kudret mucizesidir.

             Onun içindir ki Allahu Teâlâ, yarattığı bu muazzam eserine, biraz önce sayılan güzellikler ve üstün nitelikler ilgisiyle şöyle bir soru yöneltmektedir: "Ey insan! İhsânı bol olan Rabb'ine karşı seni ne yanılttı? O Rabb ki seni yarattı, vücudunu ölçü ve âhenk içinde yapılandırdı. Organlarını dilediği bir kurguyla düzene koydu." (İnfitâr, 6-8)

             Allah Teâlâ, bu müthiş hitapla insanı uyarmakta, onun tutum ve davranışlarını çok anlamlı ve her şeyi özetleyen ilâhî bir üslup içinde sorgulamaktadır. Bu da O'nun, insana verdiği önemi başka bir ifadeyle ön plana çıkaran kanıtlardandır. Burada dikkat çekici olan şey, uyarı ve sorgulama yapılırken insanın vücut binasına ait muhteşem görüntünün söz konusu edilmiş olmasıdır.                

Allah Teâlâ, insana o kadar büyük önem vermiştir ki bütün canlılar arasında kendine, yalnızca onu doğrudan muhatap kılmıştır. Elbette ki Yüce yaratıcı aynı zamanda bütün canlılara, hatta kâinatın her zerresine kendini hissettirmiş, canlı cansız ne varsa her şeyi, ilâhi azameti karşısında dize getirmiştir. "Yedi gök, yeryüzü ve onların içinde bulunanların tümü Allah'ı tesbih ederler, Her şey O'nu hamd ile tesbih eder, fakat siz onların tespihini fark edemezsiniz..."   (İsrâ, 44)  Meleklerden de elbette ki Allah Teâlâ'nın elçisi vardır, ancak en yüksek derecede "Resul" ve "Nebi" sıfatıyla seçtiği elçiler insan cinsindendir. Bunların en sonuncusu ise kendisine Kur'ân-ı Kerîm'in indirildiği Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa' (s.a.s.)'dır.

 İnsanın, Allah katında sahip olduğu önemi, O'ndan aldığı son vahiy ile beşeriyete ilân eden elçi olarak Hz. Muhammed (s.a.s.)'in bizzat kendisi de insana büyük önem vermiştir. Bu nedenledir ki Allahu Teâlâ'dan aldığı mesajları insanlara iletirken uğradığı dayanılmaz eziyet ve işkenceleri daima sabırla karşılamış, hiçbir baskıyı şahsi mesele haline getirmemiş, düşmanlarına karşı kendinden dolayı kin bağlamamış ve misillemede bulunmamıştır. O daima, insanların yanılabileceğini hesap ederek kendisine karşı ağır suç işleyenleri affetmiş, insanları küçük düşürmeden onların yanlışlarını düzeltmeye çalışmış ve yüksek hoşgörü örnekleriyle âlicenap davranmıştır.  İslâm, insana o kadar büyük değer vermiştir ki bir tek kişiyi bile öldürmenin, ne korkunç bir cinâyet olduğunu Kur'ân-ı Kerîm aynen şöyle ifade etmektedir; "… Her kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birini öldürürse o, bütün insanları öldürmüş gibi olur."     (Mâide, 32) 

 Bir insanın hayatını bütün beşeriyetin hayatına eşdeğerde gösteren bu ayet-i kerime, Allah Teâlâ'nın insana ne kadar büyük kıymet verdiğini açıkça belgelemektedir. Özellikle şu sözleri, sadece mü'min ve Müslümanların değil, her milletten, her dinden ve her ırktan insanın kulaklarında çınlamalıdır; "Zulüm kıyamet gününde bir karanlıktır."    (Buhari, 2267) "Haksız yere alınan hiçbir can yoktur ki, ilk cinayeti işleyen insanın bu suçtan payı bulunmasın. Çünkü insan öldürme çığırını ilk kez o açmıştır. "Her kim, bir çölde, insan veya hayvanların, gölgesinden yararlandığı bir çalıyı boş yere ve zulüm kastıyla keserse Allah onun kafasını ateşe soksun!"   (Ebu Davud, 4561) "Her kim, bir anlaşmazlık sırasında haksız tarafı destekleyecek olursa o, bu tutumundan vazgeçinceye kadar Allah'ın öfkesine hedef olarak kala kalır."   (Sünen-i İbni Mace, H.No. 2311) "Malı, elinden zorla alınmak istenirken (direnerek) öldürülen kimse şehittir."    (Sünen-i İbni Mace, H.No. 2311)

            Bu ayeti kerime ve hadis-i şerifler insanın ne kadar değerli bir varlık olduğunun en güzel göstergeleridir. Ne mutlu insan olmanın kıymetini bilerek, yaratılışının gereği gibi hayat sürenler, ne mutlu hem dünya, hem de ahireti kazananlara... Selam ve dualarımla. 

Mehmet Sönmezoğlu                                                                                       Kocaeli Müftüsü

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Çetin Resuloğlu (duzcegazeteefsane.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber İhbar