
05445956281
Mehmet Emin Sönmezoğlu
Bu arada vali İbn Ziyad, önce Hür b. Yezid komutasında öncü kuvvet hazırlayıp Hüseyin’i sıkıştırmasını istedi. Hür istenileni yaptı. Arkasından Ömer bin Sa’d komutasında 4.000 kişilik bir kuvveti daha Hz. Hüseyin’in üzerine gönderdi. Bu birlik Kerbelâ’da Hz. Hüseyini ve aile efradını kuşattı, ikmal yollarını tutarak Fırat’tan su almalarını dahi engelledi.
İnsanlar, özellikle de kadınlar ve çocuklar susuz kaldı. Zulüm had safhaya ulaştı. Bu arada bazı görüşmeler yapıldı ise de sonuç vermedi. Nihayet 10 Muharrem yani aşura günü (10 Ekim 680) Ömer b. Sa’d’ın ordusu Hz. Hüseyin’in 23 atlı, 40 piyadeden oluşan sembolik birliğine bütün gücüyle saldırdı. Hz. Hüseyin’in askerleri yiğitçe mücadele etti, çok geçmeden teker teker şehit oldular. Hz. Hüseyin’in üzerine yürüdüler, önce onu atından düşürdüler, ardından da kılıçla mübarek başını gövdesinden ayırdılar. Hz. Peygamber’in öpüp kokladığı mübarek “baş” önce Kufe’ye, ardından da Şam’a götürüldü (Ağırlıklı anlayışa göre Hüseyin’in başı daha sonra Medine’ye getirilerek annesi Fatıma’nın kabrinin yanına defnedilmiştir).
Bu suretle Hz. Peygamber’in nadide çiçeği Kerbela’da koparıldı. O günden beri kalplere kor düştü. Peygamber’i seven, Peygamber’i sevdiği için onun ehl-i beytini seven, ve ala âl-i Muhammed” diyerek onlara dua eden bütün Müslümanlar üzülmeye devam ediyor. Hüseyin sevginin, Kerbela da acının adı oldu. Hangi sosyo-kültürel dünyaya mensup olursa olsun bütün Müslümanlar içtenlikle Hz. Hüseyin’i sevdiler, Kerbela’da onun “baş”ına gelenlerden üzüntü duydular.
Bütün şehitlerimizin, başta Hz. Hüseyin olmak üzere Kerbela şehitlerinin ruhu şâd olsun![11]
Tarihin belirli bir kesiminde meydana gelen ve bizleri derinden etkileyen bu olay hakkında iyi düşünmek ve gerekli dersleri çıkarmak gerekmektedir. Bu husus hepimizin yüreğini dağlamakta ve derinden üzmektedir. Ama bu üzüntü bizleri bir ayrıma götürmemeli, intikam duygularının ortaya çıktığı bedenlerimizi tahrip ettiğimiz bir olaya dönüşmemelidir. Müslümanlara düşen görev, bu gibi olayların tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirleri almak ve belli bir bilinci oluşturmak olmalıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz’de bizlere şu tavsiyeleri bildirmektedir.
“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kuran’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz.”[12]
Şu ana kadar ifade etmiş olduğumuz bilgiler ışığında şu hususları yeniden gözden geçirmemiz gerekmektedir.
-Muharrem hicri takvimin ilk ayıdır. Hicret ise Peygamberlerin hayatlarında vuku bulmuş bir hadisedir. Bununla beraber gerçek hicretimiz ise yanlışlardan doğrulara, günahlardan sevaplara doğru yol almamızla gerçekleşecektir.
-Muharrem ayında bulunan aşure gününde birçok Peygamberin hayatında önemli ve olumlu olaylar meydana gelmiştir. Bizlerinde içerisinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmanın yolu Allah’ın (c.c.) yardımı iledir. Bu sebeple Rabbimizin emirlerini yerine getirmeli, yasaklarından kaçmalı O’nun rızasına uygun işler içerisinde olmalıyız.
-Aşure gününde meydana gelen Kerbela olayı, birlik ve beraberliğimizi kaybetmemek için üzerimize düşen bütün vazifelerimizi yerine getirmemiz gerektiğini göstermektedir. Müslümanlar arasına atılan bir ayrılık çok kötü sonuçlar doğurmaktadır. Hz. Hüseyin Efendimizin ve beraberinde bulunan yetmiş kişinin şehadeti bunun en acı örneğidir. Bize düşen bugünde birlik ve beraberliğimizi korumak tarihten ders almak,kardeşliğimizi korumaktır.
“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin”
“Birbirinize kin tutmayınız, haset etmeyiniz, sırt dönmeyiniz ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz. Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terk etmesi helâl değildir.”
“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”
YA RABBİ KARDEŞLİĞİMİZİ KORU VE MUHAFAZA EYLE.AMİN..
(Ahmet ÜNAL hocamızın vaazından alıntıdır)
[1] Müslim, Sıyam, 202-203
[2] TDV İslam Ansiklopedisi, “Hicret” md. c. 17, s.458
[3] Ankebut, 29/26
[4] Hicr, 15/65
[5] Araf, 7/88
[6] Taha, 20/77-78
[7] Riyazü’s-Salihin Hadis No:1
[8] Nisa, 4/100
[9] Bakara, 2/218
[10] Müslim, Sıyam, 134
[12] Al-i İmran, 103
Yazarlar
-
Mehmet Emin SönmezoğluMUHARREM AYIMIZ MÜBAREK OLSUN 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çetin ResuloğluDüzce Gazete Efsane - Yayın Ekibi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fatih Uçar“Bir Bayram, Bir Yolculuk: GAP’ın Kalbine Dokunmak” 10.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Çetin Resuloğlu (duzcegazeteefsane.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
12.06.2025
29.05.2025
22.05.2025
15.05.2025
8.05.2025
30.04.2025
24.04.2025
10.04.2025
29.03.2025