DÜZCE – Düzce Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, çevre bilinci ve kültürel mirası sanatla buluşturduğu örnek bir projeye daha imza attı. Fakültenin Heykel Bölümü tarafından atık metal malzemeler kullanılarak üretilen Ahal Teke Heykeli, hem sıfır atık vizyonuna katkı sunuyor hem de Orta Asya kültürünün zarif sembolünü sanat yoluyla görünür kılıyor.

Atıktan Heykele: Üç Aylık Emekle Yükselen Anıt
2024–2025 Eğitim-Öğretim Yılı kapsamında, Doç. Dr. Özgür Ballı danışmanlığında yürütülen projede, Heykel Bölümü öğrencileri tarafından yaklaşık üç ay süren bir süreç sonunda atık metaller kullanılarak anıtsal boyutta bir Ahal Teke atı heykeli üretildi. Fakülte bünyesinde toplanan ve yeniden değerlendirilen metal parçalar, güçlü bir tasarım diliyle birleşerek çevreci sanatın etkileyici bir örneğine dönüştü.

“Sıfır Atık” Ruhu Sanatla Vücut Buldu
Proje, 26 Eylül 2017 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlatılan ve 12 Temmuz 2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Sıfır Atık Yönetmeliği ile kurumsallaşan çevre politikalarına da doğrudan katkı sağlıyor. Türkiye genelinde yıllık 20 milyar TL tasarruf hedefleyen bu sistemin ruhu, Ahal Teke Heykeli ile estetik ve işlevsel bir kimliğe bürünüyor.

Ahal Teke: Hem Kültürel Simge, Hem Sanatsal İlham

Türkmen kültüründe kutsal kabul edilen, tarihi 3000 yıl öncesine dayanan ve Türkmenistan’ın bayrağında yer alan Ahal Teke atı, bu projeyle yeniden hayat buluyor. Zarif anatomisi ve asil duruşuyla dikkat çeken at figürü, hem tarihsel değerini hem de heykel sanatının detay odaklı yapısını yansıtıyor.

Öğrencilere Uygulamalı Eğitim, Topluma Çevresel Farkındalık
Projede yer alan öğrenciler, hem uygulamalı üretim deneyimi kazandı hem de çevresel sürdürülebilirlik ilkeleriyle şekillenen bir sanat pratiğine katkı sundu. Bu yönüyle Ahal Teke Heykeli, sadece estetik bir eser değil; sanatın eğitici ve farkındalık yaratıcı gücünün de etkili bir örneği olarak dikkat çekiyor.

Sanat, Doğa ve Kültür Buluştu
Ahal Teke Heykeli, Düzce Üniversitesi kampüsünde konumlandırılarak hem öğrenciler hem de ziyaretçiler için kalıcı bir çevresel sanat yapıtı olma özelliği taşıyor. Eser, sıfır atık ilkesiyle yürütülen projelerin sadece çevresel değil, kültürel ve eğitsel boyutlarda da nasıl derinlik kazanabileceğini gözler önüne seriyor.