Velinin avukatı aracılığıyla basına yansıyan iddiaların kamuoyunda geniş yer bulduğuna dikkat çekilen açıklamada, her öğrencinin güvenliği ve haklarının eğitim çalışanları için öncelik olduğu vurgulandı. Sendikalar, ortaya atılan her iddianın ciddiyetle araştırılması gerektiğini belirtti.

Ancak açıklamada, soruşturma sürecine yönelik bazı uygulamaların eğitim camiasında şaşkınlık ve kırgınlık oluşturduğu ifade edildi. Sendikalar, gece geç saatlerde yapılan çağrılarla tanık konumundaki öğretmenler de dahil olmak üzere beş kadın öğretmenin ve bir kadın servis görevlisinin ifadeye çağrıldığını, bir öğretmenin ise gözaltına alınarak uzun süre bekletildiğini aktardı.

Bu durumun yıllardır özveriyle görev yapan eğitim çalışanlarının kendilerini “suçlu” gibi hissetmesine yol açtığı ve mesleki itibar üzerinde baskı oluşturduğu dile getirildi.

Sendikalar, soruşturmanın tüm yönleriyle aydınlatılmasını desteklediklerini belirterek, sürecin daha ölçülü, daha insani ve öğretmenlerin mesleki itibarını gözeten bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Açıklamanın sonunda, hem öğrencinin durumu hem de öğretmenlerin yaşadığı sürecin kısa sürede netliğe kavuşmasının temenni edildiği, eğitim camiasında oluşan kırgınlığın giderilmesinin önem taşıdığı ifade edildi.